İdari Yönden: Eylemine uyan E.Ö.D.T. Adli Yönden: Eylemine uyan TCK. 3) Fatih Uzunyusuf Mahallesi Muhtarı Burhan Kocapehlivan’ın TCK. Adli Yönden: Eylemine uyan TCK. 17- Komisyon Başkanlığının 17.1.1997 tarihli ve 161 sayılı Botaş Genel Müdürlüğüne yazdığı yazı ile, Ahmet Baydar ve Mehmet Özbay (Abdullah Çatlı)’nın ortak olduğu BAYSA A.Ş.’nin, İskenderun’da yapılan ihale ile ilgili bilgi ve belgenin talep edildiği,Botaş Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketinin bila tarih ve bila sayılı yazısında,Irak-Türkiye Hampetrol Boru Hattı’nın 1990 yılında Körfez Savaşı sebebiyle BM Kararıyla kapatılmasından sonra BOTAŞ Ceyhan Bölge Müdürlüğünde bulunan Petrol Depolama Tankları bir program dahilinde bakıma alındığı, bu kapsamda 1993 yılında yapılan bir ihale ile sisteme dahil depolama tankları hem bakım-onarımlarını yaptırmak hem de tank tabanlarında oluşan petrol çamurunu (sludge) temizletmek maksadıyla GÜNEY MAKİNA SANAYİ ve TİCARET LTD. Şirketi isimli firmaya ihale edildiği, adı geçen firma tarafından yapılan uzun süreli çalışmalar sonucunda, tank tabanlarında oluşan yaklaşık 20.000 ton petrol çamuru (Sludge) tanklardan temizlenerek açık toprak havuzlara ve sisteme ait olan ve boş durumda bulunan ballast tankına taşındığı, tank tabanlarından çıkarılan ve Sludge (Petrol çamuru) olarak isimlendirilen bu tortulaşmış maddenin ekonomik açıdan pek fazla bir değer ifade etmediği, anılan malzemenin petrol sektöründe çoğu zaman bedelsiz olarak ya da çok düşük fiyatlarla elden çıkarılan bir konuma sahip olduğu, bu konuda sektörün diğer kuruluşları olan TÜPRAŞ ve ATAŞ Rafinerilerinin de benzer uygulamaları yaptığı, bu noktadan hareketle kurumda petrol çamuru temizliği yapan GÜNEY MAKİNA firması adı geçen bu atık maddeyi ton başına 150-200 TL gibi düşük bir bedelle satın alarak tesislerinden tahliye etmek istediği, BOTAŞ Genel Müdürlüğü olarak, hem açık toprak havuzlarda depolanan petrol artığı malzemenin yangın ve benzeri tehlikelerini bertaraf etmek, hem de Irak-Türkiye Boru Hattı’nın açılması durumunda ihtiyaç olunacak ballast tankının boşaltılmasını sağlamak gayesiyle yukarıda tarif edilen bu atık maddeden kurtulma yollarının arandığı, bu maksatla Gümrükler Genel Müdürlüğü, Çevre Bakanlığı ve ilgili diğer kuruluşlar ile temasa geçildiği, başlangıçta anılan malzemenin Gümrük Müsteşarlığı Tasfiye İşleri Genel Müdürlüğünce tasfiye edilmesinin gündeme geldiği, daha sonra gerekli çevresel tedbirler alınmak ve lüzumlu gümrük işlemlerini tamamlatmak şartıyla sözkonusu atık maddenin BOTAŞ Genel Müdürlüğü tarafından elden çıkarılmasının uygun bulunduğu, bu gelişmeler üzerinde Kuruluşun adı geçen maddeyi satın alabilecek firmaları bulma arayışına girdiği, bu kapsamda ABAK isimli ikinci bir firmanın daha adı geçen atık maddeyi ton başına 200 ile 500 TL arasında bir fiyatla satınalmaya talip olduğu, aynı dönemde BAYSA A.Ş.
Tüzüğü gerekçe gösteren polisler, bazı evleri mühürlerken, genelev işletmecisi ve hayat kadınları bu duruma tepki gösteriyor. Ağır hakaretlere maruz kaldıklarını söyleyen hayat kadınları, Independent Türkçe’ye yaptıkları açıklamada şunları söyledi: Osmanlı döneminden kalma tüzük gerekçe gösterilip çalıştığımız evler kapanıyor. Sürekli ceza veriliyor, ağır hakaretlere maruz kalıyoruz. İnsan onuruna yakışmayan muamelelere tabi tutuluyoruz. Kentte binlerce randevu evi var, polis bunlarla mücadele edeceğine kapı ve pencerelerimizle uğraşıyor. Doktor ve Polisler hakkında suç duyurusu Diyarbakır Genelevinde bünyesinde 60 kişi çalıştıran işletmeci D.P, 20 yıldır sektörün içinde. Bu ağır yaptırımların nedeni para vermememiz. 12 evi bulunan D.P ile hayat kadınları N.P, Ö.S, M.K, S.Y, S.S ve S.Ç, Ahlak Şube Müdürlüğü ve İl Sağlık Müdürlüğü Zührevi Hastalıklarla Mücadele Komisyonunun bazı üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundular. “Dans etmek, pencereden konuşmak suç” Diyarbakır Genelevi’nin 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’na dayandırılarak kurulduğu ve yasal olarak faaliyetine devam ettiğinin hatırlatıldığı suç duyurusunda şu ifadeler yer aldı: Yine 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununa dayanılarak yürürlüğe konulan Genelevlerin Tabi Olacakları Hükümler ve Fuhuş Yüzünden Bulaşan Zührevi Hastalıklarla Mücadele Tüzüğü uyarınca denetlenmektedir.
Kendimizi hiçbir şekilde savunamıyoruz. Burada kimse bizi dikkate almıyor. Biz vergi ve sigortamızı ödüyoruz. “Konya’da genelev olsaydı tecavüzler olmayacaktı” Konya’da geçen ay üç Afgan ve 14 yaşındaki bir erkek çocuğa tecavüz edildiğini hatırlatan D.P., “Konya’da genel ev olsaydı bu çocuklar bu duruma maruz kalmayacaktı. O sapkınlar 50 TL ile o duygusunu bastıracaktı” dedi ve ekledi: Bizim burada yaptığımız iş ‘namus bekçiliğidir’. Burada çalışan kadınları kimse küçük görmesin. Bunlara saygı duymalıyız. Ailelerimizin sağlığını koruyan bu kadınlardır. Buradaki evlerin kapatılması durumunda toplum olarak bizi büyük tehlikeler bekler. Erkek çalışanlarla birlikte 60 kişi çalışıyor. Buraya, sapkın duyguları çok yüksek olan insanlar geliyor. Karısını komşusuna, öz yeğenine benzeten ve şuan söyleyemeyeceğim çok aşırı derecede sapkın olan kişilikler geliyor. Buraların olmadığını farz edin, dışarıda kız, erkek ve bebeklere tecavüz eden sapkınlar toplumsal bir soruna neden olur. İnsanlar burada o duygularını bastırıyor. Buralar olmasa, bunlar dışarıda olmadık şeyler yaparlar ve kimse güvende olmayacak. Burası Diyarbakır’ın namus bekçisidir.
For those who have virtually any issues concerning exactly where and also how to employ hemen inceleyin, it is possible to call us from our internet site.