Sanıklar Abdullah Çatlı, Ünal Osman Ağaoğlu, Kadri Kürşat Poyraz ve Mahmut Korkmaz gıyaben tutuklanmalarına rağmen bugüne kadar yakalanamadıkları için bunlar hakkındaki yargılama ile ilgili işlemler tefrik edilmek suretiyle başka bir dosyada esas açılıp oraya kaydı yapıldıktan sonra o dosyada yürütülmesine karar verilmiştir. Olayda sanık Bünyamin Adanalı hakkında üzerine atılan suçtan hükümlülüğünü gerektirir derecede yeterli, inandırıcı ve kesin kanıt elde edilemediği gibi mahkememizce şüpheye varılmış ve şüphe sanık lehine uygulanır genel kuralıda gözönüne alınmak suretiyle sanık Bünyamin Adanalı’nın 7 kişiyi katletmek suçundan beraatine karar verilmesi yoluna gidilmiştir. Ayrıca, İbrahim Şahin’in koruma görevlisi olan Ayhan Akça’nın, yurtdışında uyuşturucudan elde edilen parayı ülkeye getirdiği sırada yakalanan Dilek Örnek hakkında İst.DGM.’ne açılan davada da sanık bulunduğu yukarıda ayrıca izah edilmiştir. Bizim o amanki avukatımız Cavit Torun Beydi, bir de İbrahim Tali Uysal. Bu durum adı geçen kişilerin, yanlarında koruma olarak bulundurdukları kişilerle birlikte, yasalara aykırı silahlı bir eylem hazırlığında bulundukları kanaatini oluşturmuştur. Bunların dışında, Ö.Lütfi Topal’ın öldürülmesi olayı sebebiyle gözaltına alınan bu üç polis memuru (Mustafa Altınok, Enver Ulu ve Ömer Kaplan isimli polis memurları ile birlikte) Ö.Lütfü Topal’ın öldürülmesine tekabül eden zaman diliminde, Should you loved this article and you would love to receive more details relating to escort Diyarbakir please visit our own webpage. Sedat Etip Bucak’a koruma görevlisi olarak tayin edilerek orada toplanmaları sağlanmıştır
Bu isimler ve bildirim karşısında İbrahim Şahin’in davranışları, bu olayda Abdullah Çatlı’nın varlığı ve adı geçen diğer kişilerle birlikte eylemleri hususunda bilgi sahibi olduğunu göstermiştir. Tarık Ümit’in kaybolması olayında bu kişilerle ilişkiyi tesbit eden MİT Konturterör Merkez Yöneticisi Mehmet Eymür, Tarık Ümit’in Abdullah Çatlı ve adamları tarafından kaçırıldığını ve sorgulandığını ifade ederek durumu Özel Harekat Daire Başkan Vekili İbrahim Şahin’e intikal ettirmiştir. Bu durum adı geçen kişilerin, yanlarında koruma olarak bulundurdukları kişilerle birlikte, yasalara aykırı silahlı bir eylem hazırlığında bulundukları kanaatini oluşturmuştur. Dolayısıyla, bir şey çıkmayınca, sabahleyin raporlarda geldi bizi DGM Başsavcılığına verdiler, gönderdiler. İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığında sanık olarak ifadesi alınan Ziya Bandırmalıoğlu, müsnet suçlardan tutuklanması üzerine henüz cezaevine gönderilmeden, sevk işlemleri yapıldığı sırada 27.01.1997 tarihinde İstanbul DGM. Şahısların birarada bulunması, çeşitli silahlar ve sahte belgelerin mevcudiyeti ile TCK.nun 313. maddesine muhalefet suçunu oluşturacağı, bu suçun da Devlet Güvenlik Mahkemesi yetkisi ve görevi içinde olduğunun anlaşılması nedeniyle fezleke düzenlenerek, hazırlık evrakı ve diğer malzemelerin İstanbul DGM. Bu bilgilerin ve araştırmaların yanında İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığınca da hazırlık tahkikatı yapılarak yukarıda izah edilen olaylar ayrı ayrı tahkik edilmiş ve toplanan deliller ve delillere istinaden oluşan kanaat iddianamenin muhtelif bölümlerinde ayrıntılı olarak izah ve ifade edilmiştir
Tahkikatın bu aşamasında bu suçlarla ilgili evrakların ve delillerin tefrik edilerek ilgili C.Başsavcılıklarına gönderilmesi halinde tüm olarak tahkikatın sürüncemede kalacağı, delillerin dağılacağı ve yok olacağı ve tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi zorunluluğu nazara alındığında, evrakların tefrik edilmesinde fiili ve hukuki imkansızlık olduğu görülmüş ve bu sebeplerle fezleke, yukarıda zikredilen suçlarıda kapsayacak şekilde düzenlenmiştir. 3- Müdafi tayin hakkının bulunduğu, müdafi tayin edebilecek durumda değilse baro tarafından tayin edilecek bir müdafi talep edebileceği ve onun hukuki yardımından yararlanabileceği, isterse müdafinin soruşturmayı geciktirmemek kaydı ile ve vekaletname aranmaksızın ifade veya sorguda hazır bulunacağı bildirilir, yakınlarından istediğine yakalandığını duyurabileceği söylenir. Dışişleri Bakanlığı kanalı ile yapılan araştırmada, Ömer Lütfü TOPAL’ın Türkmenistan’da 2 tane 5 yıldızlı otel işlettiği, bir iş merkezi bulunduğu, petrol araştırmaları ile sağlık konularında çalıştığına dair duyumlar alındığı, Türkmenistan tarafından diplomatik pasaport verilen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sayısının 40 rakamının çok üzerinde olduğunun tahmin edildiği, diplomatik pasaport alanlar arasında Erdal İNÖNÜ, Ayvaz GÖKDEMİR ile Veysel ATASOY’un da bulunduğu bildirilmiştir. Adı geçen şahsa İçişleri Bakanlığınca Hususi Damgalı Pasaport tanzim edildiğine dair herhangi bir bilgiye rastlanmadığı belirlenmiştir. Bu durum, adı geçen kişilerin, yanlarında koruma olarak bulundurdukları kişilerle birlikte, yasalara aykırı silahlı bir eylem hazırlığında bulundukları kanaatini oluşturmuştur. Zaten, bu olaylarda adı geçen ve halen firarda olup yakalama ve gıyabi tutuklama kararları ile aranan bir kısım sanıklar ile bu olaylara ilişkin bir kısım ihbar ve iddialarla ilgili tahkikat halen İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığınca sürdürülmektedir